“Hava”alanı

Geçenlerde Samsun a gittik, sabah uçağa binerken gözlerim doldu, oracıkta ağlama tuttu beni neden mi?

Check-in yaptırdık, oraya babam götürmüştü bizi, sabah erken olduğu için de çay içelim Can Ali de tost yesin dedi biraz vakit geçirdik sonra da uçağa bineceğimiz kapıya gitmek için güvenlik kontrolünden geçecektik, biz sırada bekliyorduk… Görevli, uzun etekli, başı bağlı, -lütfen kimse yanlış anlamasın sadece kişiyi tarif etmeye çalışıyorum- daha çok köylerde görmeye alışık olduğumuz görüntüde, giyimine kuşamına pek önem vermeyen birine ayakkabılarını çıkarttırdı. Bayan sesini çıkarmadan çıkardı ayakkabılarını ben de bu arada izliyorum çünkü olayda bir gariplik var! Kadına pek iyi davranılmıyor, zaten kadın! zaten “köyden gelmiş” -elinde silahı olan veya üzerinde güvenlik görevlisi arması olan kişi bir anda kendini diğerlerinden güçlü hissedip güç göstermeye çalışıyor, ististanalar da var tabi ki ama bana az rastladı… Kadıncağızı ince çoraplarıyla yerlerde yürüp geçirtti o sırada biz olayı izlerken biri abi sen napıyosun? madem çıkarttıyorsun bu ayakkabıları terlik verip geçirtsen ya dedi! bu yerler pis sen neden böyle yapıyorsun benim Anneme? O benim Annem!! Abi neden yaptın o benim Annem dedi. Sen hiç mi düşünmüyorsun???

Bende göz yaşları oluk gibi akmaya başladı kendimi tutamıyorum… Babam bir yanımda… Kucağımda Can Ali ye bakıyorum o da büyüyecek ve böyle mi yapacak yoksa umursamayacak mı? yoksa? ben babama anneme böyle yapabildim mi? Analar ne doğuruyor yahu? Hem de ben “modern bir anne” olarak çocuk yetiştirmeye çalışırken baksana bu işler acaba köyler de daha mı iyi öğretiliyor yoksa insanlık oralarda ölmedi mi henüz? Bir yandan ne kadar ince çocuk annesi onun için ne kadar değerli diye düşünürken bir yandan da babama bakıp benim babam da çok değerli annem de çok değerli sabah yollarda sürünmeyelim diye, evli barklı olmama rağmen beni alıp havaalanına getirdi, benim için herşeyi yapar acaba ben onun için yapabiliyor muyum? Meğer ne zormuş anne baba olmak! Meğer ne duygusal yanları varmış, çocukken ben böyle düşünüyor muydum acaba? ya da şimdi büyüdüm anne oldum da mı anladım yoksa bizden çok anne babalarımız mı bizim değerimizi biliyor? Bazen bakıyorum çocuğuna daha az ince düşünen, daha olduğu gibi davranan, şu da şöyle olsun bu da böyle olsun aman onu deme bunu yapma diyen anne babaların çocukaları sanki daha mutlu oluyorlar? Böylece hayatı öğreniyorlar? Geçenlerde bir doktor ziyaretimde doktorum sizler iyi işçi yetiştiriyorsunuz benim de torunlarım var annesine de söylüyorum şu okul, bu dil, bu ders, bu hobi derken çocuk kendi kendine yaşamayı beceremez oluyor ve ileride birilerinin işinde çok iyi çalışacak işçiler haline geliyorlar demişti… Aca daha küçük şehirlerde “suya sabuna dokunarak”, taşı, toprağı görerek elleyerek, soğuu sıcağı, açlığı bilerek yetişen çocuklar sanki daha mutlu, daha mı özgüvenli daha mı anlayışlı daha mı sevecen oluyorlar? sanki insanlığa dair bazı şeyleri daha iyi biliyorlar?

Çok ağladım, kendisini sakinleştirmek için haklısın, sakin ol dedim, uzaklaştırdım, o sırada güvenlik görevlisi bir sorunun mu var diyordu evet bir sorunu var!!! annesine sen öyle muamele yapamazsın!!! evet yapamazsın! Diğer görevliler evet orada galoş var onları giydirelim dediler ama iş işten geçmişti yani görüntüsüne size göre önem vermiyor diye, alımlı bakımlı kadınlardan değil diye, sesi çıkmaz nasılsa diye yerlere bastıramazsınız!!! Onun oğlu var!!!

Sıra bana gelince ayakkabılarımı çıkarırken yine ağlamaya başladım, gittim galoşlarımı giydim…

Bu olay benim canımı çok yaktı, benim bakış açımla bakmayan birileri olabilir ama bana o anda öyle dokundu ki şuanda bile yeterince anlatamamış olabilirim yaşananları! Ağlayarak uçağa bindim!

Biz aman çocuğumuza şunu demeyelim, bunu yapmayalım, şunu öğretelim bunu öğretelim derken aslında bazı şeyleri atlıyor muyuz? Aslında köyd, küçük şehirlerde bazı şeyler daha mı iyi öğretiliyor? Biz sevgi den uzaklaşıyor muyuz? Ben o çocuğun yerinde olsaydım Abi o benim Annem sen onu öyle yürütemezsin der miydim yoksa anne şurdan galoş giy ama sen de görmüyor musun mu derdim? Yoksa güvenlik görevlisine mi bağırır çağırırdım?

Not: Köylerde insanlar iç içe büyüyorlar, sevgiyi saygıyı daha çok biliyorlar, öğreniyorlar, biz daha steril yaklaşıyoruz herşeye, yaklaşmazsak da yaklaştırıyorlar… Kent hayatı hem kafamızı hem de görüntümüzü değiştiriyor ama anne annedir! oğlu da kızı da annesine böyle sahip çıkar görüntü fark etmez… Havalanı “hava”alanı değildir, görüntüsü, rengi, ismi, farklı bir sürü insan gelir geçer aöa şebnem ferah ın dediği gibi göz yaşlarımızın tadı aynı… İnsan heryerde insandır ve hepsini eşit özen gösterilmelidir!!!

Nihan

Diğer Yazıları: Nihan Kayalıoğlu

‘İstanbul’da yaşıyorum ama şuraya gitmedim dediğiniz oldu mu?

Açık Kapı Festivali ilk defa geçen sene Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından düzenlenmiş,...
Devamı

3 Comments

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir