uzun zaman sonra dün akşam ilk defa akşam yemeği için dışarıdaydık… bakmayın akşam yemeği derken saat 17.30da gittik yemeklerimizi yedik zaten masa küçüldükçe küçüldü çünkü Can Ali mama sandalyesinden masanın yarısına kadar ulaşabiliyordu dolayısıyla yarısı boş yarısı da tıkış tıkış vaziyetteydi ben ve karşımda oturan babam yamularak yedik yemeklerimizi… yedik dediğime bakmayın… ben toplam 5 dakikada bir koca patates kızartması yedim oğlum da masada ne varsa hepsinden yedi… fajitas nın avokadosundan, yoğurdundan, etinden ve ekmeğinden… bense arada patates kızartması attım ağzıma açlıktan olsa bir baktım ki sonunda kova epeyce boşalmış… Can Ali masadakilere uzanmasın bişeyler kırmasın diye mücadele verirken bir yandan da ona birşeyler yedirmeye çalışırken tabi bu arada mama sandalyesinde oturması için oyalamaya çalışırken ben akşam yemeğimi dışarıda yedim 🙂 olsun bu da güzeldi…

benim dediğim bu ama karşı tarafın ne düğmesine basıyorum da bana bu kadar laf ediyor bilemiyorum… bilmiycem de çünkü ben kendi yoluma bakıyorum…
nitekim babamın kucağında gözler git tiiiiii…
hesap istedik kalktık evet sözde akşam yemeğimiz bitti…
benim için çotkan bitmişti ama masadakiler belki içeceklerini içip hatta biraz sohbet edip belki çay kahve bile yapabilirlerdi ama eve gitme vakti…
oğlumun da hoşuan gitmiş olacak ki bu, benim ve onun için “çok değişik”-ama benim için bir zamanlar çok sıradan olan, belki her akşama birkaç program sığdırdığım zamanlardan kalma nostaljik akşam yemeği… uyuyuş o uyuyuş taksiden arabaya arabadan eve geçildi, evde pijamalar giyildi ve uyku devam etti… evet bir rutin oluşturdum her akşam saat 19.00da en geç 19.30 banyo müzik ve ardından gelen uyku programımız var ama bazen de böyle rutin dışına kaçışlar oluyor olacak da… ben mesela böyle durumlarda sandalyede uyurmusum ordan da arabada devam edermişim arabadan da yatakta hatta en uzun uyuduğum zamanlarda böyle zamanlarmış çünkü bilirmişim ki annemin babamın keyfi yerinde ben de onların yanındayım o zaman rahat uyurmuşum…