Kızgınlığınızı Hemen Dile Getirmek İçin 10 Sihirli Neden           

Bunlar, hayatta daha güçlü olmanız için devrim niteliğindeki sırlar…

İki çocuk annesi Google yöneticilerinden Caterina Kostoula anlatıyor…

Son birkaç haftadır hayatımda yeni bir şey denedim. Duygularımı hissettiğim an söylüyorum. Anında! Onları -hemen- kocamla ve çocuklarımla paylaşmaya başladım. Şimdi, bunu yakınlarıma da aşılamaya çalışıyorum. Onlardan da aynısı yapmalarını istiyorum.

Bu, benim hayatımı değiştirdi. Ve bunu herkesle paylaşmak istiyorum. Sanki evin arka bahçesinde bir hazine bulmuş gibiyim.

Cümleye şöyle başlayın: “… hissediyorum” Sonra nasıl hissettiğinize dair kelimeyi seçin: “Üzgün, sinirli, korkak ya da mutlu…” Biraz araştırdıktan sonra çoğu zaman bu dört kelimenin duyguları ifade etmek için yeterli olduğunu fark ettim. Fantezi yapmaya ve abartmaya gerek yok.

Hislerinizi ifade ettikten sonra, ardında yatan düşünceyi açıklayabilirsiniz. Mesela: “Yaptığın şakadan hoşlanmadığım için sinirli hissediyorum.” diyebilirsiniz.

Burada anahtar kelime “zamanlama”. Bir duyguyu hissettiğiniz anda açığa çıkarmalısınız. Duygunuzu tanımlamak sadece birkaç saniyenizi alır. Ve onu hemen dışa vurun. Hemen!

Çoğu evde senaryo nasıldır? Eşiniz sizi rahatsız eden bir şey mi yaptı ya da söyledi… Örneğin; yaptığınız yemek hakkında duyarsız, kırıcı bir şeyler söyledi. O an hiçbir şey söylemezsiniz. Ve olayla ilgili daha fazla şey düşünmeye başlarsınız. O an nasıl hissettiğinizi göstermek için bir an beklersiniz. Belki çocuklar uyuyunca tartışırız diye düşünürsünüz… Belki konuyu bir daha hiç açmamaya, konuşmamaya karar verirsiniz.

Bazen kızgın ya da üzgün olduğunuzu fark etmezsiniz bile. Birkaç saat sonra kızgınlığınızı unutursunuz ve neden kötü bir modda olduğunuzu merak edersiniz. Bunun olmaması için, lütfen o an, bir şey söyleyin.

Duygu sizde uyandığı ilk an, bunun hakkında konuşun, bir şeyler söyleyin. Ve durumun sizin için cehenneme dönmesine engel olun.

İşte duygularınızı derhal paylaşmanız için nedenler…

1-Duyguların Yoğunluğu Bekledikçe Artar

Çoğu zaman duyguları büyütme eğilimde oluruz. Eğer duygularınızı hemen dışa vurursanız, ek düşüncelerle o duyguyu büyütmezsiniz. Pek çok insan, “kızgınken beklemen gerektiğini” tavsiye eder, “bu şekilde pişman olacağın bir şey yapmazsın”. Benimse tek istediğim birinin, diğerine kızgın olduğunu hemen söylemesi. Neden bundan pişman olasın ki? Duygular iyi ya da kötü değildir. Onlar sadece vardır.

2-Diğer Taraf Sizi Daha İyi Anlar

Olay gerçekleştiği an, duygularınızı paylaşırsanız, daha sonra kimin ne yaptığını, ne söylediğini tartışarak boşa zaman geçirmek zorunda kalmazsınız. Durum orada, hemen önünüzdedir. Kızgın ya da üzgün olduğunuz konuda başka küçük detayları biriktirmemiş olursunuz. Eğer bastırılmış duygularla karşımızdaki kişiye patlarsak, o da bu duyguların nereden geldiğini merak edecektir.

3-Belki Ortada Bir Yanlış Anlama Vardır, Bunu Öğrenmek İçin Fırsat Vermiş Olursunuz

Eşime kızgın olduğum zamanların yarısında, bu duygunun bir yanlış anlamadan kaynaklandığını fark ettim. Onun söylediği şeyi yanlış yorumlamıştım. Durumu görmezden gelmek yerine, paylaşınca, ona da açıklama fırsatı vermiş oldum.

4-Eğer Bir Şey Söylemezsen, Çözüm Kendiliğinden Gelmez

Eşinizin ya da çocuklarınızın, sizin beyninizi okumalarını bekleyemezsiniz. Onlara nasıl hissettiğinizi söylemezseniz, sizi rahatsız eden şeyin ne olduğunu anlamaları mümkün değil. Hatta sorunu çözmek için yardım etmeye çalıştıklarında, sizi şaşırtabilirler.

5-Numara Yapmak Zorunda Değilsiniz

Düşünmek ve hissetmek bir yoldur, hareket etmek başka bir yol. Doğruları söylemeniz ve uyumunuz, zihinsel ve duygusal sağlınız için çok önemlidir.

6-Duygularınızı Bedeninizde Stoklayamazsınız Ve Saklayamazsınız

Duygularınızı yok saymak onların yok olmasını sağlamaz. Tam tersine! Bastırılmış duygular, fiziksel ve psikolojik birtakım belirtilerle ortaya çıkar. Astım, yüksek tansiyon, bulaşıcı hastalıklar, kaygı ve depresyon gibi hastalıklar görülebilir.

7-Duyguların Arkadaşın Olur

Birçok insan olumsuz duygulara sahip olmamak gerektiğini düşünür. Bu duyguların onları yıkacağından korkarlar. Negatif duygularınızı fark ederek ve onları paylaşarak, onları arkadaşınız yapabilirsiniz. Aslında bu duygular, size çeşitli kararlar vermeniz için değerli bilgiler verir. Ve yörüngeden çıktığınızda size işaret vererek uyarır.

8-Hislerinizin Tam Tersini Hissetmeye Başlıyorsunuz

Üzgün, kızgın ya da ürkmüş hissetmek istemiyorum diyebilirsiniz. Amacınız bu duyguları aşmak olmalı. Onları neden dışarı atmak yerine, onlarla birlikte, yan yana yaşayayım? Negatif duyguları kabul edip, tanımak ve ifade etmek, onlardan kurtulmanın en iyi yoludur. Bir arkadaşınızla konuştuktan sonra ne kadar iyi hissettiğinizi düşünün… Psikologlar beni destekleyecektir… Petruska Clarckson, söylenen her şeyin tamamen tersinin de doğru olabileceğini iddia ediyor. Çelişkili değişim teorisinde Arnold Beisser, “A”dan “B”ye geçmek için, “A” ile tam bir etkileşim kurmamız gerektiğini savunuyor.

9-Bir Samimiyet Yaratmış Oluyorsunuz

Bazı insanlar duygularını paylaşmaktan hoşlanmazlar, çünkü reddedilmekten korkarlar. Fakat ancak, dürüst olduğunuz, savunmasız ve gerçek olduğunuz kişilerle güçlü ilişkiler kurabilirsiniz. Eşim ve ben bu yöntemi denemeye başladığımızdan beri, birbirimiz hakkında pek çok şeyi açığa çıkardık. Bir örnek vereyim: Akşam geç bir saatti ve eşim bana yüksek sesle uyumam gerektiğini söyledi. Ona ne hissettiğini sordum. Biraz düşündükten sonra, korku hissettiğini söyledi. Eğer erken uyumazsam, yarın ona karşı huysuz ve dırdırcı olacağımı söyledi. Şimdiye kadar, uykusuzluğumun onu nasıl etkilediğini ve uykusuzluktan nasıl şikayet ettiğimi anlamamışım.

10-Sevdikleriniz De Aynısını Yapacaktır

Eğer duygularınızı paylaşarak çevrenizdekilere örnek olursanız, sevdiğiniz insanlar da bunu görecek ve uygulamaları daha kolay olacaktır. Böylece aynı tecrübeyi onlar da yaşamış olacak. Duygusal olarak daha sağlıklı hale gelecekler. İlişkileriniz daha da güçlenecek. Onlara şu soruyu sorarak başlayabilirsiniz: “Ne hissediyorsun?”

 

İnsanların duygularını ifade ederken yaptığı iki hata var

“… hissediyorum.” Başkalarına bu soruyu sormaya başladığımda, cevap verirken zorlandıklarını gördüm ve buna şaşırdım. “Küstahlık yaptığını hissediyorum.” veya “Beni umursamadığını hissediyorum.” gibi cevaplar verdiler fakat bunlar “his” değildir. “… hissediyorum”dan önce bir duygu kelimesi gelmelidir, düşünce değil. Bu yüzden soruyu değiştirerek sorduğum oldu, mesela: Kızgın mısın, üzgün mü, mutlu mu yoksa endişeli mi?

“Beni … hissettiriyorsun.” cümlesi mesela… Hiç kimsenin başka birine bir şey hissettirme gücü yoktur. Senin duyguların sana aittir! Ayrıca, olumsuz duygularının sebebi için başkalarını suçlarsan, onlardan anlayış yerine savunma bulursun. İstediğimiz bu değil. Anais Nin: “Biz ‘şeyleri’ oldukları gibi görmeyiz, biz ‘şeyleri’ kendimiz gibi görürüz.” diyor.

Sonuç:

Ben sizi hislerinizi dile getirmeye davet ediyorum. Bir hafta bunu yapmayı deneyin. Duygularınızı ifade edin. Hemen! Ve buraya gelip bana ne olduğunu anlatın.

Tags from the story
, ,
Diğer Yazıları: Nihan Kayalıoğlu

adım adım merdiven meselesi…

miniğim sürüne tutuna sıralaya merdivene ulaştı sanki daha önce merdiven çıkmış gibi...
Devamı

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir