Ben Nasıl bir Ebeveynim?

Acaba Ben Nasıl Bir Ebeveynim?

 

Aynaya bakıyor musunuz? Ayna derken, öyle yüzümüze gözümüze baktığımız aynadan bahsetmiyorum. Kendimize şöyle bir uzaktan bakmaya yarayan aynadan bahsediyorum.
Emin herkes elinden gelenin harikasını, en güzelini yapmaya çalışıyordur, fakat herkes kafasında nasıl birer ebevyn olduğunu da mutlaka düşünüyordur. Anne baba olmanın da tarzları varmış. Buyurun bakın bakalım nasıl bir ebeveynmişsiniz.

1. Otoriter Ebeveyn (Kes şu ağlamayı artık!) 

Bu cümlede kendinizi gördüyseniz siz muhtemelen otoriter ebeveyn stiline yatkın bir ebeveynsiniz. Bu kategorideki ana babalar, ebeveyn olmayı çocuğun üzerinde bir güç kullanımı olarak görüyorlarmış. Çocuğa karşı baskıcı ve kuralcı olurken destekleyici olmuyorlarmış. Kendi koydukları kuralların çocuklar tarafından sorgusuz sualsiz kabul edilmesini beklerlermiş. Çocuğun fikir ve ihtiyaçlarını göz ardı ederken kurallar da ebeveyn lehine olurmuş çoğunlukla.

Özetle, bu aile içinde kural kuraldır! Korku ve statü esası vardır ve ceza yöntemi de etkin bir iletişim şeklidir.
Peki, otoriter ebeveynlerin çocuklarına ileride ne oluyor? Öncelikle yapılan araştırmalar, otoriter ailelerin çocuklarının akademik olarak iyi bir seviyede olduğunu ortaya koymuş. Ancak bu çocuklar ileride daha az benlik saygısına sahip oluyorlarmış. Problem çözme becerileri ve sosyal becerilerinin düşük olduğu da yine yapılan çalışmalarla belirlenmiş.
2. İzin Verici Ebeveyn (Ah canım benim, sen yeter ki ağlama!)

Bu tarz ebeveynlerde hassasiyet çok yoğun, sınırları da pek belirgin olmazmış. Çocukları mutsuz olmasın diye tüm kuralları esnetirlermiş. “Aman napıyım, vermessem ağlıyor” cümleleri en çok kullandıkları cümlelerdenmiş. Disiplin kuralları koyma konusunda çok tutarlı oldukları da söylenemez. Onlar kendilerini çocukların davranışlarını düzenleyen sorumlular olarak değil, çocuk tarafından kullanılan kaynaklar olarak görürlermiş. “Bir şeye hayır dersem çok ısrar ediyor, ağlıyor, işte o zaman hiç dayanamıyorum” cümlesi tanıdık geldi mi? Çocuklarıyla herhangi bir tartışmaya girdikleri zamanlar çok nadir olurken. Ebeveyn değil arkadaş olurlarmış ve ödül mekanizması hayatlarında bolca yer alırmış.

Peki, izin verici ebeveynlerin çocuklarına ileride ne oluyor?  
Sonsuz özgürlük algısı yaşadıklarından yaptıklarının sonucunu göremeyebiliyorlar. Hayatlarında her zaman güvenlik hissi ihtiyacı duyarlar. Kuralsız büyüyen çocukların güven sorunları, benmerkezcilik, her şey benim istediğim gibi olacakçılık, motivasyon eksikliği, dolayısıyla akademik sorunlar, kararsızlık ve otorite ile ilgili sorunların görülme olasılığı yüksek olurmuş.

3. İhmal Edici ve Reddedici Ebevyn (Amaaan, ağlarsan ağla!)

Bu ebevynlerde çocuk ile olan ilişkiler ihmal etme ya da reddetme üzerinden ilerlermiş. Çocuğun bakımı ile ilgili çok fazla sorumluluk alınmazken çocuğun hayatında ne olup bittiği de genellikle çok fazla takip edilmezmiş.

Peki, ihmal edici-reddedici ebeveynlerin çocuklarına ileride ne oluyor? Bu çocuklar dünyayı keşfederken ihtiyaç duyduklarında güvenebilecekleri bir yetişkine sahip olmadıkları hissine kapılabilirken sosyalleşirken de zorlanırlarmış. Sınırlar ve kurallar çocuk için faydalıdır.

Peki ben tüm bunları neden yazdım? Dün Prof. Dr. Üstün Dökmen ile anne baba olunca trafikte Nasıl hareket etmemiz gerektiği ile ilgili ufak bir söyleşi yaptık. Türkiye’de oto koltuğu kullanım oranı TÜİK’in araştırma raporuna göre %23 . Evet, çocuğum ağlıyor, sevmiyor gibi nedenlerle çocuklar seyir halindeki arabalarda kemerle, kemersiz ve hatta ön koltukta seyahat etmektelermiş. Trafikte çocuk güvenliğine ilişkin veriler aşağıdaki gibi:

📌 Dünyada her gün 3 bin 500 insan, her 3 dakikada 1 insan ölüyor.

📌Dünyada trafik kazaları sebebiyle çocuk ölümleri 2. sıraya yükselmiştir.

📌Trafik kaza olma oranı 1936 yılında 36 dakikada bir iken, 2010 yılında 0,48 dakikaya yükselmiş, 2015 yılında 0,29 saniyeye ulaşmıştır.

📌Dünya Sağlık Örgütü 2013 raporuna göre Türkiye, trafik kazalarında ölümün en yüksek olduğu Afrika’nın ardından ikincidir.

📌Ölümlü kazalarda en önemli unsur aşırı hız, alkollü sürüş, kask kullanmamak, emniyet kemeri takmamak, çocuk koltuğu kullanmamak olarak belirlenmiştir.

📌Yaralanmalı kazalarda çocuk yaralanmaları tüm kazaların %17,6’sini oluşturuyor.

📌Türkiye’de kazalarda en çok hayatını kaybeden 2. Yaş grubu 5-14 yaş grubu olarak gösteriliyor.

📌 Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2014 yılında 413 çocuk kaza yerinde yaşamını yitirirken, 48 bin 307 çocuk ağır ve hafif yaralı olarak saptanmıştır.

Trafik Hayattır ‘Trafikte Çocuk Güvenliği’ Araştırması Sonuçları (Trafik Hayattır ‘Trafikte Çocuk Güvenliği Araştırması ‘ Ankara- İstanbul ve İzmir olmak üzere 3 büyük şehirde 3000 kişiyle görüşülerek uygulanmıştır.)

📌 Araştırmaya göre üç büyük şehirde çocuk koltuğu kullanım oranı %23 olarak belirlenmiştir.

📌 Çocuk koltuğu kullananların %93’ü 0-3 yaştan sonra çocuk koltuğunu değiştirmemekte ve akabinde koltuk kullanımını bırakmaktadır.

📌 Çocuk koltuğu kullananların %2’si yasal zorunluluk sebebiyle kullanım tercih etmekte, her 3 kişiden 2’si çocuk koltuğu kullanımıyla ilgili yasak düzenlemeyi bilmemektedir.

📌 Çocuk koltuğu kullananların %60’dan fazlası, aracı rahat kullanabilmek veya çocukları hareketli olduğu için çocuk koltuğu tercih etmektedir.

Nasıl bir ebeveyn olduğunuz oto koltuğu ve emniyet kemeri kullanımı konusunda da belirleyici. Siz çocuğunuzun arkadaşı değil ebeveynisiniz diyor Prof. Dr. Üstün Dökmen arkadaş olmak eşitlik getirir oysa çocuğun sınırlarını bilmeye ihtiyacı vardır. Sınırlar konmakla bitmez kararlı ve istikrarlı da olmak gerekir. Hayır, hayırdır ve bu yumuşak bir dille bile söylenebilir. Herkes anlaşabilenecek bir frekans vardır ve siz çocuğunuz için olanı bilebilir, öğrenebilirsiniz. Eğer sınır konmazsa, onları denetleyecek bir otorite bulunmadığı zaman bu kuralları özümsememezler ve hatta aksatırlar. Bu, ileriki psikolojik bir gerilim yaşamalarına neden olabilir ve yukarıda belirtmiş olduğum istatistiklerin de olumsuz yönde artmasına neden olur. Ölümlüler kemer bağlar, önce siz bağlayın, çocuklar gördüklerini yapar ayrıca hayata ne kadar bağlanırsanız o kadar da kemer bağlarsınız.


Not: Bu yazı trafik hayattır sosyal sorumluluk projesine destek olmak için  yazılmıştır. Veriler  Doğuş Oto tarafından sağlanmıştır. #trafikhayattir 

 

Diğer Yazıları: Nihan Kayalıoğlu

Anneanne Olma İşinden İstifa Edeceğim!

Evde bakılacak o kadar çok bebek, çocuk var ki bu anneanne olma...
Devamı

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir