Annesi Çok Çalışan Küçük Bir Kızın Gerçek Hikayesi

Annesi çalışmayan küçük bir kızın gerçek hikayesi olarak da tersten okuyabilirsiniz…

Size küçük bir kızdan bahsetmek istiyorum annesi babası çok çalıştığı için hep ağlayan bir kızdan. Annesi bankacı geç saatlere kadar bankada, babası uluslarası bir şirkette yoğun yurt dışı programı olan bir işte ve bu kızın en çok duyduğu kelime iş iş iş…

Küçük kız çok ağlıyor, hep dua ediyor annesi babası daha az çalışsın okuldan eve gelince annesi evde olsun diye; bilmiyor ki annesi de üzülüyor ama seçim yapması gerekiyor. Annesi, bakmak sadece gözle olmaz, para ve vizyon da gerek inancıyla çalışmayı seçiyor ve 40 günlükken kızını bırakmak durumunda kalıyor o yılların şartlarında. Bunu yaparken tek motivasyonu “ona daha iyi bir gelecek sunmak” tabi ki kız anlamıyor, hep üzülüyor, üzüntüsü kızgınlığa dönüşüyor ve bu böyle sürüp gidiyor. Büyüdükçe her fırsatta yalnızlığını annesinin yüzüne vuruyor, kızıyor, annesi kendine göre en doğru seçimi -hem de onun- yapmış olmasına karşın kızından takdir görmek şöyle dursun her fırsat ve ortamda bu durumu iğneleyici sözlerle yüzüne vuruyor, üzüyor. Kendi üzüntüsünü o da yaşasın istiyor, çocuk! “Annem keşke evde olsa isteği” yıllar sonra gerçek oluyor! Babasının işi nedeniyle Fransa’ya taşınan aile, anneyi mecburi tam zamanlı anne yapıyor. Her sabah okula götürüyor her akşam alıyor, olmadı okuldan eve gelince kız, annesi karşılıyor kek kokularıyla, sonra da birlikte vakit geçiriyorlar, haftasonları dahil hep beraberler. Hayaller gerçek!!!

O kız benim; annesini işe giderken ne kadar üzdüğünü anlamayan, önüne gelen yemek ve imkanların arkasındaki inançları anlayamayan ve her fırsatta benim çocuğum olunca ben çalışmayacağım diyen kız! 2010 yılında çalışma hayatım, hamileliğimle beraber beni “işsiz” bıraktı! Hayaller bir kez daha gerçek!!! (Çocuğum olunca çalışmayacağım diyen bendim tabiki!) Bu olay bana, işsiz olmanın para kazanmamak olmadığını gösterdi. Hem isteğim gerçek oldu hem de inandığım gibi!

Para olmadan, çalışmadan nasıl bakarım çocuğuma diye çok korktum ama hayat bana paranın “iş”ten değil sevdiğin şeyi yapınca geldiğini de gösterdi. O dönem eşim de ben de işsiz kaldık, hatta ben hamileliğimin 6.ayından itibaren tek. İş hayalleriyle İzmir’e taşınan baba, oğlu 2 yaşına gelene kadar da gelmedi (bu konuyu sonra deşerim ama kafası karışan olursa herhangi bir kırgınlığım kalmadı, çözdüm mevzuyu). İşsiz, parasız, kocasız kelimeleri beni tam 2 yıl çalıştırdı üstelik her ay düzenli bir maaşla. İş yerim oğlum doğana kadar ödeme yapmayı sonrasında da bana verecekleri tazminatla kafamın rahat olmasını sağladı. Bu öyle kolay olmadı. Konuyu çözmek de kabullenmek epey sancılı oldu ama tadı çok güzel! Millet ne der, işsiz anne çocuğuna bakabilir mi, işsiz kimse bana saygı duymaz, beni kimse kaale almaz cümleleri beynimi yakarken bir kez olsun ağlamaktan başka bir şey yapmayı “peki, kabul şimdi ne yapıyorum?” demeyi öğretti. Önce göz yaşlarını tüketti, sonra yıllardır istediği şeyin gerçekleştiğini fark etti sonra küçükken çok kızdığı annesi ve babasının arkasında olduğunu ve küçükken dediği gibi yapmaya başladı yani çocuğuna keyifle ve tam hayalindeki gibi bakmaya. Mesaili iş hayatım sona erdiğinden bu yana yaptığım şeyler bana para getirdi, ben o amaçla yapmadım ama sonunda para geldi ve artık biliyorum ki geliyor…

fotii

Bu hikayeyi neden anlattım biliyor musunuz? Sosyal medyaya olan ilgim, çocukluğumdan beri görsel ile düşünceyi buluşturma ve paylaşma sevgim beni para ile buluşturdu. Çocuk doğurunca onların yanında olacağım, ilklerini göreceğim, kimse değil ben bakacağım lafımı yuttum ve bunu iş edindim. Yine bu isteğim beni para ile buluşturdu. Miktarını hiçbir zaman sorgulamadım, Boba ile başlayan serüvenim beni bugün Benetton gibi uluslararası markalarla sosyalmedya üzerinden iş birliğine getirdi. Buradan Nutricia’ya sevgilerimi göndermek isterim her şey onunla başladı ve tabiki Devletşah’ın beni o etkinliğe davet etmesiyle! Mucize Sende! 

Mesleğiniz ne diye soruyorsunuz ya cevabını bilmiyorum çünkü meslek nedir bilmiyorum! Ekonomi okudum, (öyle ki annem babam çok üzüldü biz ne zorluklarla seni en güzel okullarda okuttuk 2 tane yabancı dilin var evde çocuk bakmak niye diye düşündüklerine ve üzüldüklerine eminim ama hep arkamda oldular, ben nasıl mutlu olacaksam ellerinden geldiğince destek oldular evet kızdılar da ama ben vazgeçmedim) şimdi bambaşka bir iş yapıyorum.

Mesleğim sevdiğim şeyleri asla vazgeçmeden yapmak”

Bütün bu hikayeyi şunun için anlatım: Geçen hafta Benetton Cevahir’in mağaza açılışına davet edildim ve 27.08.2016 tarihinde açılışını yapacakları Palladium mağazaları için bir işbirliği teklifi aldım ve kabul ettim. Clothes for humans anlayışları ile açılacak mağazalarının yenilenen dekoruyla açılışını sizlere duyurmaktan ve cumartesi günü 13.00-18.00 saatleri arasında orada olmaktan mutluluk duyarım. Eğer yakınlardaysanız sizlerle yüz yüze de tanışmayı, tanıştıklarımla tekrar görüşmeyi çok isterim.

27.08.2016

Palladium Avm Benetton Mağazası

13.00-18.00

Sevgiler

Not: yukarıdaki fotoğrafta 9 yaşında olan küçük kızın üzerinde 0-12 Benetton tişörtü var !

Diğer Yazıları: Nihan Kayalıoğlu

Sabah İnsanı Mısın?

Sabah insanı değilim diyorsan, uykuna düşkünsen ya çocuk yapmayacaksın ya da o...
Devamı

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir