cannes… nice…monaco…montecarlos…sirmione…como…milano…

bayram tatilinde annem babam ve kardeşimle beraber ufak çaplı bir tura çıktık… Can Ali turun en genç katılımcısıydı. 3 saatlik yolculuğun bir kısmında uyudu bir kısmında anneannesinin kucağında hopladı zıpladı oyun oynadı bir kısmında da benim kucağımda aynılarını yaptı ama uçuş eziyet olmadı. En çok uçuşun eziyet olmasından korkuyordum ama gidiş de dönüş de oldukça başarılıydı… Tabi ki eski bebeksiz haliniz gibi istediğinde vur kafayı uyu istediğinde kitap oku olmuyor… THY bebekler için yemek vermiyor yani koltuk yoksa (ki 2 yaşın altındakilere koltuk verilmiyor) yemek de yok diyor ama sağolsunlar mama verdiler bir tane Can Ali ilk mamasını da orada yedi… Aslında giderken sorun olmadı çünkü annem oruç tuttuğu için onun yemeğinden yedi sonra mamayı denemek istedi onu da yedi dönerken kimse oruçlu değildi ve de çok açtı dolayısıyla rica minnet bir ekstra yemek istedik sağolsun halletti hostesler ama bu uygulama değilmiş kendi insiyatiflerini kullanmışlar…
Her akşam en geç 8 gibi süt+banyo+uyku üçlemesine bağlı bir anne olarak bu tatil benim kabusumdu… tatilde hele ki 5 günde 500 yer gezmeli otobüs yolculuk bu tatil beni strese sokuyordu ama yaşadım ve gördüm ki korkacak birşey yokmuş… öyle ya da böyle akşam uykusu gelince yolda da olsak dışarıda da olsak birkaç geceden birşey olmaz dedim ve uyursa uyur uyumazsa en geç 22.00 de odama donerim dedim… benim de sosyalleşmeye ihtiyacım vardı 🙂
birkaç akşam yemeğini dışarıda kafede yemek beni çok mutlu etti, Can Ali nin de huzursuzlanıp ağlamaması keyifime keyif kattı hoş huzursuzlandığını bana hissettirmemek için annem babam ve özellikle kardeşim Can büyük çaba harcadılar. Sanki onlar beni tatile götürdüler, bir kez kucağımda taşıtmadılar, hep ben yemeğimi yedim ve hiç bana düşmedi onun bakımını hep hallettiler, hatta bir gece kardeşimle gece gezmesi bile yaptık 🙂
çok eğlenceli çok hoş bir tatildi… Can Ali ile en çok yapmak istediğim şey onunla bu şekilde gezmek ve yemeğe gitmek umarım o da bunlardan keyif alan bir insan olur böylece bol bol beraber vakit geçirebiliriz…
Bütün bu gezi süresince en çok yemek bulundurmak zor oldu. Hava sıcak olduğu için yanımda süt taşıyamadım, yemek taşıyamadım abur cubur zaten yemiyor diyebilirim ki anne sütü kurtarıcım oldu sürekli emdi… durduğum her yerde yemek yedirmeye çalıştım ama kendime bile zor yemek bulurken ona uygun birşeyler bulmak hiç kolay olmadı ama emzirdiğim için hep kafam rahattı stres yapmadım…
bu durumlarda en kurtarıcı meyve olan muzu yanımdan eksik etmedim ama papaz da her gün pilav yemiyor 🙂 Fransa ve İtayla da bebek sütü diye birşeye rastlamadım, hatta aradım ama bulamadım. Ben burada Can Ali ye pınar ın junior sütünü veriyorum madem pastorize veriyorum bari bazı ek mineral ve vitaminler olsun diyorum (ek bir vitamin de vermediğim için) fakat ne fransa da ne de italya da böyle bir ürün yok taze günlük sütler var genelde yağ oranına göre değişen… Mama seçenekleri de zengin değil Lafayette e bile baktım çok çeşit yok… İtalya da çok güzel bir süt buldum Can Ali bayıldı ama krema kıvamındaydı koyu ve de hafif tatlı bu süt Türkiye de olsa Can Ali günde 1 galon içebilir çünkü bir içmeye 1 şişeyi bitirdi kalsa ben de içecektim. Oldukça kalorili koyu bir süttü sanırım ondan hemen Türkiye de üretmeleri lazım 🙂 ayrıca yoğurt içeçeklerini de sevdi! meyveli yoğurt düşünün ama cıvık ayranın tatlısı belki de 🙂 muzlusunu çok sevdi bunlardan da hemen üretilsin 🙂
Ben gezi yazıları çok yazamıyorum nerede ne yedim ne içtim gibi ama çok hoş cafelerde yemek yedim, çok hoş sokaklarda gezdim, özellikle el değmemiş koruma altında ki köyler çok hoşuma gitti sadece benim değil Can Ali nin de… yer döşemelerinde minik güneşlerin olduğu taşlara hayranlığına bakın…

 

 

 

Alışveriş hiç ama hiç yapmadım bu gezi sadece ve sadece gezi içerikliydi benim açımdan bir magnet bile almadım sadece gezdim ve keyfini çıkardım… Nice ve Cannes da fransızcamı öttürdüm yıllaaaar sonra ve bu çok hoşuma gitti…Como da göl turu yaptık, George Clooney in evini gördüm ben gördükten sonra da satmış haberi geldi 🙂 Sirmione ye bayıldım, çok şeker çok hoş bir yer Unesco koruması altında… Zaten ben avrupa insanıyım seviyorum basitliklerini, netliklerini, yaptıkları her işi keyifle yapmalarını ve teknolojiye ayak uyrdurmak adına yerel zenginliklerini korumalarını… Montecarlos ve Monaco nun ihtitaşımına şaşırdım kaldım. Ülkenin sahibi var ayol! minicik bir yer bizim acarkent den küçük ama adam yürümüş gitmiş… spor desen spor, para desen para, eğlence desen eğlence… Milano nun Duomosu, cafeleri, yakışıklı erkekleri ve hoş bakımlı bayanları, pradası, guccissi güzel zaman geçirdim ez cümle… Can Ali ise kendini disney store dan alıkoyamadı… ben rahat ve mutlu olduğum için o da mutluydu… onu bu küçük yaşında dedesi, anneannesi ve dayısı sayesinde kültürel gezilere götürebildiğim için kendimi çok mutlu hisettim. Hayat hep böyle olsa tatil desen tatil olsa yardımcı desen olsa hayat bayram olsa… aslında bakıyorum da bana öyle sanırım 🙂
:)))) hayır hayır deli değilim sadece seviyorum ve isteklerimin sevgiyle karşılandığını biliyor ve inanıyorum hatta bunun için şükrediyorum…

Diğer Yazıları: Nihan Kayalıoğlu

Eğitim, Öğretim, Okuma, Yazma, Eğlence!

Biz ergenlik çağında, belki 20’li yaşlarda cep telefonlarını kullanmaya başladık, onlar 2,...
Devamı

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir