Bu Kadar Farkındalıkla Aşık Olunur Mu?

@puccito geçenlerde, ne kadar saçma şeyleri ilişki zannettiğimizden bahsetmiş.

Aile demiş, annenin istismarı demiş. Ben de bu kadar farkındalıkla aşık olunur mu diye düşündüm. Sonuçta tüm masallarda dünya güzeli kız onu “kurtaran” yakışıklı ve zengin prensine kavuşuyor, gökten de üç elma düşüyor. Ve nedense o elmalar hep bizim kalbimize düşüyor dinlerken.

“Ali kıza bir klark çekiyor kahvedekiler ının ınınnnn diyor” daki ınının efekti gibi gözlerimiz parlıyor, içimiz ının ının diyor. Belki de aşkı bize yanlış anlattılar?

Kesinlikle biz yanlış anlamış olamayız! Hep o hikayeler yüzünden içimizin yanmasını, gözümüzün kör olmasını istiyoruz ve her aşkı ilişki sanıyoruz.

Aşkı mantığa devşirmek istiyoruz, kalıplara sokmaya, oldurmaya çalışıyoruz. Hah işte çünkü hikayeler ilişkilerin nasıl olması gerektiğini değil şeklini anlatıyor.

Aşk, gözün kör olma hastalığı, bir çeşit görme bozukluğu, süreklilik halinde sanma hadisesi. Öyle ki; gökten düşen o üç elma kafaya tek tek düşse bile ayıltmıyor, halbuki hikayelerdeki elmaların görevi bu olmalı.

Hayata bir kez geliyoruz ve yaşam her ikisini de sunuyor, sanmak da aymak da var. Sen seçiyorsun, üstelik seçtiğini bırakma imkânı ve bir sanıp bir ayıp yaşama olanağı da sunuyor!

Ha sen ille de aşk dersen bedelini de kabul edeceksin, yok öyle yağma hem aşık olayım hem görüşüm açık olsun. Zaten belki de bu illüzyonu ve onun getirdiklerini sevdiğin için aşık oluyorsun?

Sadece meraktan da olabilir ya da benim neyim eksik onlar aşık olabiliyorsa ben de olayımdan. Sonuçta öyle ya da böyle duygularınla sürüklendiğinde gözler bozuluyor, görme azalıyor, canın istediği gibi görmeye başlıyor beyin de buna alışıyor, pardon hazır zaten. Adeta coşuyor, hormonları saçıyor sen de oh misss…

Peki, nasıl bir hayat geçireceğin neyi ne kadar sandığınla ve bunlara ne kadar tutunduğunla alakalı olabilir mi? Yoksa bize başka hikayeler anlatmaları yeterli olur muydu? Varsa tabi…

Tags from the story
,
Diğer Yazıları: Nihan Kayalıoğlu

Ayşe Tolga MinikAynam’da

Ayşe şimdiye kadar tanıdığım en samimi, en kendi gibi, en içinden geldiği gibi...
Devamı

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir