Bir anne ama öncelikle bir kadın olarak bugün ne giysem sorusunun cevabı kıyafet seçiminden çok daha öte! Denklemin içindeki xyz ancak kadının durumu müsaitse cevaba yansır. Anne olunca -hatta daha küçük bir kızken bile-üzerimize yüklenen roller, sorumluluklar o kadar çok ki zamanın nasıl geçtiğini bilemiyoruz. Daha popom yer görmedi dediğimiz günlerle geçiyor aylar, yıllar. Kendimizi çokça unuttuğumuz, ikinci, üçüncü plana attığımız günler sadece benim başıma gelmedi biliyorum hadi gerçekleri konuşalım…
Topuklu ayakkabılarımızı ev dekorasyonun bir parçası olarak geçirdiğimiz günlerde rastgele tepeden toplanmış saçımıza kombinlediğiz eşofman, tayttan oluşan üniformamızın altına babet ya da spor ayakkabı tercih ediyor olmamızın sebebi anne kafamız mı? Hayır yoksa çocuk peşinde koşacak olduğumuzdan olamaz çünkü çalışacaksın, zayıf güzel ve bakımlı olacaksın, o kilolar hemen gidecek, ipek gibi bir tenin kaymak gibi bacakların olacak yüzün gülecek. Bütün bunların yanında çocuğunla sen ilgileneceksin, yemeği sen yapacaksın akşam da yatağa girmeden hizmetlerinin bitmediğini bileceksin! A yo biz “müsait” olmalıyız şekerim. İnsanda istek de kalmıyor zira yetişecek çok rol var. Spor yapacaksın, saçlarının dibi beş karış dolaşmayacaksın, sutyensiz gelemezsin! Alt tarafı çocuk bakıyorsun yediğim önünde yemediğin arkanda bir elin yağda diğeri balda. Dert ettiğin şeye bak niye veriyoruz o kredi kartını sana? Gidip çer çöp (emzik biberon bez) alacağına kredi kartını yakarken kol kası geliştireceğine sus otur aşağıya süslenmek senin neyine? Hem süslenmek istedin de biz mi yok dedik? Evdesin ister süslenirsin ister eldeki kocadan olursun?!!!
Senin başına hiç gelmedi deme bana, istediğin kıyafeti istediğin zamanda giyebildin mi hep? Ağdaya gitmem lazımdı şimdi bu bacaklarla etek mi giyilir, çıkar o etek seçeceğini diye kendi kendine konuştuğun zamanlar hiç olmadı mı? Yahu biz analar uyumuyoruz, ağdaya gidecek vakti bulamamış olmamız normal değil mi? E o etek ve stilettoları başka kadınlar mı giyecek? Senin ne farkın var? Kıldan tüyden meseleleri kafana takma giy eteğini çek üstüne de askılı crop topunu al tozunu ince topuklarının “Show that booty baby”
Biz anneler süslenmek, istediğimiz kıyafeti istediğimiz zaman giymek istiyoruz. Etek giymek için ya da kolsuz bluz giymek için kıl-tüy alma işlerine ayıracak vaktimiz yok diye ölelim mi yani? Ya bırak şimdi tıraş bıçağı kullanırsam tüylerim çoğalır kafanı, eskide kaldı onlar. Çoğalan bir şey görmedik azalsın diye önümüze sundukları da hep laf!! Acılı, sancılı, vakit alan çözümlere paydos, vakit nakittir. Bak bana bak, gözümün içine bak basiti tercih etsen ne olur? Kolayına kaçsan kaç yazar? Hayat senin bakış açını değiştirmek bir saniye istediğin kıyafeti giymek için kıl tüy bahanesine son vermek sadece 3 dakika!
Gillette Venus ile acısız ve pürüzsüz bacaklar!
Tıraş bıçağı ile tüy alma konusunda o kadar çok olumsuz yorum var ki zamanı olmayan fakat bakımlı da olmak isteyen biz kadınları iyice bir çıkmaza sokuyorlar. Halbuki son araştırmalar tıraş bıçağı kullanımının tüylerin yeniden büyümesini hızlandırmadığını göstermiş. Tıraş, tüylerin boyutunu veya rengini değiştirmediği gibi tıraş edilen tüylerin daha kalın, koyu ve hızlı biçimde yeniden büyümesine yol açmıyormuş! Ama yok. Biz illa saatlerimizi kuaförlerde geçirelim. Gözlerimizden yaş gelsin değil mi? Tıraş olduktan sonra tüylerin çıkma aşamasında bacaklarına dokunduğunda “Allah’ım neye döndü buralar” diye haykıranlar vardır. Emimin. Ama bir dur, araştır bakalım neden öyle oluyormuş değil mi? Hemen ağdaya koşmaya gerek var mı şimdi? Ben sana söyleyeyim sadece yeniden büyüyen tüylerin uçları küt uzuyormuş ve bunun sonucunda yeniden büyümenin başında tüylere dokunulduğunda oluşan his değişebiliyormuş.
Yumuşak ve pürüzsüz bir cilt istiyorsak sadece tüyleri almakla değil onları nasıl aldığımız ve sonrasında neler yaptığımıza da dikkat etmek gerekiyor. Mesela kadın bacakları göreceli olarak daha az yağa sahip olduğu için daha kuru. Bu sebeple tıraş ya da duş jeli gibi cildi kayganlaştıran ürünler uygulayarak cildi tıraşa hazırlamak gerekiyor.
Tıraş yöntemi ile çok kısa sürede acısız bir şekilde tüylerimizden kurtulurken dikkat etmemiz gereken adımlar serisi var. Tıraş olmadan önce duş alıp ya da banyo yaparak tüyleri ıslatıp bu süreci kolaylaştırmak bizlerin elinde! Tüylerin nemli kalmasını ve tıraş bıçağının cilt üzerinde kolayca kaymasını sağlamak için bol miktarda yoğun nemlendiricili tıraş jeli kullanmamız da gerekiyor. Bunun için Gillette Satin Care tıraş jelini kullanmanızı kesinlikle öneriyorum. Tıraş için doğru tıraş bıçağını seçmek de önemli. Öyle markete gidip karşımıza çıkan ilk ürünü alırsak hayaller vs hayatlar olur. Yani sonuçtan memnun kalmaz, söylenip dururuz. Peki ne alalım derseniz Venus, her kadının tıraş ihtiyaçlarını karşılayabilecek tam bir tıraş bıçağı portföyü sunuyor. Mesela entegre jel barlara sahip 3 bıçaklı Venus Breeze, ıslatınca köpürür, böylece tıraş jeline ihtiyaç duymadan şipşak, tek adımda pürüzsüz cilde ulaşabilirsiniz. Önemsenmesi gereken diğer konu tıraş bıçaklarınızın durumu, yani körelen tıraş bıçaklarını atın çöpe! Ya da değiştirilebilir başlıklı bir tıraş bıçağı kullanın. Böylelikle kesik ve tahrişlerin önüne geçebilirsiniz. Tıraş esnasında mümkün olduğu kadar az bastırarak hafifçe dokunun hangi yön daha rahat hissettiriyorsa o yönde tıraş edin. Dizlerin arkası, uyluklar ve bilekler gibi zor bölgeleri en sona bırakın ve biraz daha sabırlı olun. Bu bölgelerde deriye bolca jel uygulamayı unutmayın. Cildinizi ıslak ve yumuşak tutmak için bacaklarınıza nemlendirici sürmek da ayrıca önemlidir. Bu aynı zamanda parlaklık da sağlar. Tıraş bittikten sonra bolca nemlendirici sürün. Benden söylemesi!
İçinde bulunduğumuz kış döneminde cildimiz kuruma eğilimindedir; cildin kurumasının ve pul pul dökülmesinin önüne geçmek için, tıraş sonrası güçlü bir nemlendirici kullanın.
