Bu yaşlardayken #iyikiannemçalışıyor diyemiyordum çünkü banka çalışanlarının mesai saatleri ağır ve işleri yoğun olurdu.
Ay sonları, yılbaşları, tatilleri, izinleri yoktu hatta bence mesai saatleri yoktu!
Bebeğin 40’ı çıkınca annenin işe dönmesi bekleniyordu ve o 40 gün boyunca da eminim 40bin kez rahatsız ediliyordu.
Süt sağma odasını düşünmüyorum bile ama annemi düşünüyorum 40 günlük beni, bırakıp işe giderken ve işteykenki duygularını her yerimde hissediyorum.
Sırf bunları bildiğim için çocuğuma hamile kalınca işi bırakacağım, onlara ben bakacağım demiş, peş peşe ikisini doğurup kendi işimi kurmuş fakat yine de ebeveynlik yükünün sadece anne üzerinde olmasının ne demek olduğunu iyi bilen biriyim.
Çocuğunun gösterisine gidememe, hastayken yanında olamama, yeteri kadar emzirememe (anne sütü verememekten bahsetmiyorum), ilklerine şahit olamama, 0-3 yaş bağlanmasını iş koşulları nedeniyle istediği gibi yerine getirememenin hissini tarif edilmez yaşanır.
Bu durumdaki annenin hislerini ve dahası çocuğununkileri çok çok iyi biliyorum. Bugün katıldığım @kagider_toplantısında kadınların evlendikten ve çocuk doğurduktan olduktan sonra iş hayatına devam edebilmelerinin önündeki engelleri araştıran #DanoneTürkiye nin araştırma sonuçlarını duyunca kendimi ve annemi gördüm.
İş verenlere seslenmek istiyorum mesai saatleri, süt odaları, part time ve evden çalışma imkanı, kreş, babalık izni, iş yaşam dengesi gibi imkanlar istiyoruz, yapabilirsiniz biliyoruz!
İyi ki annem çalışıyor diyen mutlu çocuklar için kadın üzerindeki görev ve sorumlulukların baba ile paylaşılması gerektiğini yüksek sesle söyleyerek toplum algısını değiştirmek hepimizin görevi unutmayın.
Geleceğin sağlıklı bireyleri ancak yaşamın içinde olan kadınlar ve buna destek olan erkekler sayesinde olacaktır. Mutlu anne eşittir mutlu çocuk bu da ileride mutlu ve sağlıklı bir toplum demektir.
