Düdüğü Çal Kırmızıyı Göster

Sen biliyor musun beni?

Neler yaşadığımı?

Bütün gün hangi endişeler ile dürtüldüğümü? Eve gelince ne bekliyorsun benden? Neden bekliyorsun?

Sen, senin benimle ilgili beklentilerin gerçekleşsin diye ne yapıyorsun da benim senin istediğin gibi hareket etmemi bekliyorsun?

Yaptıkların benim istediklerim mi hiç bunu düşündün mü? Ben kendi isteklerim için bile hareket etmekte zorlanırken senin istediğin gibi nasıl olabilirim ki?

Peki sen, senin istediğin gibi misin? Kendinden bekler miydin verdiğin tepkileri? Duyamadım, doğrusu bu mu? Hep senin algıladığın gibi mi gerçekten olaylar acaba? Bak bir de şuradan?

Nasıl??

Niye mi sen bakacakmışsın? Doğru dediğin nedir? Seninle benim aramdaki iletişimin ortalamasına tatlı muhabbet diyebiliyorsak doğrudan bahsedebiliriz. Lakin, senin direktif verdiğin hayatta, benden beklediklerin senin illüzyonun.

Bunlara karşılık benim yaptıklarım senin tarafından değerlendirilirse sadece eleştirilmiş olurum. Bu durumda ortada ne muhabbet kalır ne de doğru… Sen kendi hayatının teknik direktörüsün ve ne yazık ki aynı zamanda da hakemi

Benim oyunuma teknik direktör ya da hakem olmak istersen buna ancak ben izin veririm. Benim oyunumda hakem, hakimdir düdüğü çalar kırmızı kartı gösterir…

Diğer Yazıları: Nihan Kayalıoğlu

Carre D’artistes İle Herkes İçin Sanat

Çocukların büyürken kendilerini keşfetmeleri, yaratıcılıklarını güçlendirmeleri ayrıca hata yaparak öğrenmeleri -bir tarafa-...
Devamı

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir